Tarihçe

1985 yılında Vehbi Koç’un önderliğinde bir grup iş insanı, akademisyen, işçi ve işveren kuruluşları temsilcileri tarafından kurulan Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması (TAP) Vakfı, koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında sunulmakta olan anne-çocuk sağlığı ve aile planlaması çalışmalarını desteklemeyi amaçlıyordu.

1965 yılında kabul edilen “nüfus planlaması kanunu” ile kişilere istediği zaman ve istedikleri sayıda çocuk sahibi olma özgürlüğü tanınmıştı.  1983 yılında yasal düzenleme anlamında ikinci bir adım atılarak, cerrahi yöntemlerin de eklenmesiyle aile planlaması yöntem seçenekleri arttırılmış, 10 haftaya kadar olan gebelikler isteğe bağlı olarak sonlandırılması yasalaşmıştı.  Anne-bebek ölüm oranlarını azaltmaya yönelik kamusal hizmetlerin yaygınlaştırılmaya çalışıldığı yıllarda; TAP Vakfı özel sektörün de bu alanda sorumluluk alması gerektiği inancıyla, Sağlık Bakanlığı’nın alandaki çalışmalarına destek vermek üzere projeler geliştirmeye başladı.

1990’lı yıllara gelindiğinde iletişim kampanyaları ve yaygın saha çalışmaları ile aile planlaması kavramı ve yöntemleri yüksek bilinirlik düzeylerine ulaşmıştı.   Aile planlaması yöntem kullanımı konusunda bilgi eksikliklerini ve yanlış yaklaşımları değiştirmek ve kullanım oranlarını yükseltmek için sosyal pazarlama programları uygulanmış, özel sağlık sektöründe aile planlaması hizmet sunumunda da bu modelin uygulanmasına yönelik adımlar atılmıştı.

1994 yılında Kahire’de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Nüfus ve Kalkınma Konferansı bu alana üreme sağlığı kavramı altına daha bütünsel yaklaşılmasını sağlamış ve üreme haklarına erişimi odağına alan bir hizmet yaklaşımı tüm ülkeler için ortak bir strateji olarak belirlenmişti. Üreme sağlığı kapsamında; cinsel eğitim, güvenli annelik, üreme sağlığı riskleri, doğurganlığın düzenlenmesi, cinsel sağlık ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar çalışma alanımıza dahil edilmiş, toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde hak temelli bir yaklaşımın programlarımızda yer alması hedeflenmişti.

2000 yıllardan başlayarak ergenler ve gençler de çalışma gruplarımıza katılmış, akran projeleri ile üniversiteli gençlere, okul temelli cinsel sağlık eğitimleri ile ergenlere ve öğretmenlere yönelik eğitim çalışmaları başlamıştı. Anne ve bebek ölüm oranlarının azaltılması yaygın ve kararlı çabaları gerektirmiş, TAP Vakfı güvenli annelik programları ile hem gebe-lohusalara ve sağlık hizmet sunucularına yönelik eğitim programları uygulamış hem de topluma dayalı saha çalışmaları gerçekleştirmiştir.

Genç nüfusun cinsel sağlık alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak konusundaki yapısal eksiklikler ve nüfus hareketliliğin yüksek olması, cinsel riskleri gündeme getirmekte, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ve HIV yayılımı giderek artmaktadır.  Cinsel sağlık konusunda bilinç yükseltmekten, danışmanlık ve tarama hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik çabaları desteklemeye çalışıyoruz.

Yerel yönetimler her zaman halkın öncelikli ihtiyaçlarına çözüm üretme konusunda çaba harcamış, son yıllarda kadınlara ve çocuklara yönelik hizmetler giderek artmıştır. TAP Vakfı ülke düzeyinde belediyeler ile geliştirdiği işbirlikleri kapsamında kadınları ve kız çocuklarını güçlendirme amacıyla farkındalık ve eğitim çalışmaları başlatmıştır.