Haberler Projeler

10 Mart 2015 İzmir Kadın Sağlığı ve Kadın Çalışmalarında Yerel Yönetimlerin Rolü Çalıştayı

KADIN SAĞLIĞI ve KADIN ÇALIŞMALARINDA YEREL YÖNETİMLERİN ROLÜ ÇALIŞTAYI

Kadın sağlığı koşullarını ve verilerini paylaşmak, yerel yönetimlerin ve kadın çalışması yapan sivil toplum kuruluşlarının bu alana katkılarını arttırmak amacıyla 2014 yılından başlayarak Diyarbakır, Gaziantep, Trabzon ve Bursa illerinde yaptığımız “Kadın Sağlığı Çalıştayları”nın beşincisini 10 Mart 2015 tarihinde İzmir’de Karaca Hotel’de gerçekleştirdik.

Toplantıya İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğü, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, ASBİM, İzmir Barosu, Tabip Odası ve akademisyenlerden oluşan 70 temsilci katıldı. Üreme sağlığı ve cinsel sağlık konuları temel alınarak, sorunlar ve hizmetlerin geliştirilmesine yönelik adımların paylaşıldığı toplantı 1 gün süreli gerçekleşti.

Toplantı açılış konuşmalarını İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Daire Başkanı Aytuğ Balcıoğlu,  Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Uz. Dr. Canan Gülbayrak ve Vakıf Genel Koordinatörümüz Nurcan Müftüoğlu yaptı.

Aytuğ Balcıoğlu kadınların sağlık hizmetlerinden faydalanmalarının önünde geleneksel – toplumsal cinsiyet rolleri, sağlık politikaları ve yoksun bırakılan kaynaklar gibi önemli engellerin olduğunu belirterek buna rağmen toplumumuzda sağlıklı kadının “değerli”, sağlıksız kadının “değersiz” olarak kabul edildiğini ifade etti. Doğrudan sağlığımızı etkileyen sorunlara neden olan koşulları ve uygulamaları belirlemek, ihtiyaçlarımızı ortaya koymak ve talep geliştirebilmek amacıyla vakfımızla ortak bir çalıştay düzenleme kararı aldıklarının altını çizdi.

Genel koordinatörümüz Nurcan Müftüoğlu konuşmasında kadınların ulusal ve uluslararası mevzuatın varlığına rağmen sağlık hizmetlerine erişim ve mevcut hizmetlerden yararlanmada  dünyada ve ülkemizde hala sorunlarla karşılaştıklarını ifade ederek kadınların sağlık hizmetlerinden tam, eşit ve yüksek standartlarda faydalanmalarının temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı. Türkiye’de üreme sağlığı, cinsel sağlık, kadın sağlığı, aile planlaması, nüfus ve kalkınma gibi konularda yayımlanmış dökümanlarda kadın sağlığı alanındaki rollerin ağırlıklı olarak sağlık çalışanlarına verildiğini; ancak kadın sağlığı alanında bütünsel yaklaşıma ihtiyaç olduğunu ve bu konuda diğer disiplinlerin de rol ve sorumluluk alması gerektiğini belirtti.

Halk Sağlığı Müdürlüğünden Dr. Canan Gülbayrak ise açılış konuşmasında İzmir ilinde kadın sağlığı verilerini, son dönemde hizmet veren sağlık eğitim merkezlerini ve bu merkezlerin durumunu, anne ve bebek ölüm oranlarını paylaştı.

Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Meltem Çiçeklioğlu İzmir ili toplumsal cinsiyet eşitliği indekslerini paylaştı. Akabinde aile planlaması yöntemleri kullanımının yıllara göre yüzde değişim oranlarını ve II. Basamak sağlık hizmetinde aile planlaması hizmetlerinin günümüzdeki durumunu belirterek bu durumun neden ve sonuçlarını değerlendirdi. Prof. Dr. Meltem Çiçeklioğlu, Suriyeli göçmenlerin İzmir’deki nüfusunun 10 binlerin üzerinde olduğunu ve bu nüfusun %70’ini kadınların oluşturduğunun altını çizerek Suriyeli kadınlarda doğum oranının yüksek olmasının, aile planlaması yöntemlerine erişimin az olmasının ve bilgi eksikliğinin sorun oluşturduğunu ve İzmir nüfusunu da ciddi olarak etkilediğini belirtti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Daire Başkanı Dr. Aytuğ Balcıoğlu koruyucu sağlık hizmetlerinin sadece kişiye yönelik değil, aynı zamanda çevreye yönelik olması gerektiğini ifade ederek bu hizmetlerde yerel yönetimlerin öneminden ve etkisinden söz etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde gerçekleştirilen koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında belediye personelleri tarafından vakfımızın Kadın Sağlığı Eğitim Programı (KSEP) ve Erkek Sağlığı Eğitim Programı (ESEP)’nın yürütüldüğünü ifade etti.

İzmir Ekonomi Üniversitesi’nden Itır Bağdadi konuşmasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin ancak fırsatlara, kaynaklara ve hizmetlere erişimde cinsiyetler arası eşitliğin sağlanması ile mümkün olabileceğini ifade etti. Kadın ve erkeklerin cinsiyet farklılığı temelinden yola çıkarak aynı yerde, farklı koşullar altında yaşadıklarını; şehri, mahalleyi aynı şekilde kullanmadıklarını; ekonomik, toplumsal ve sosyal olanaklardan farklı şekillerde yararlandıklarını; dolayısıyla kadın ve erkeklerin sorunlarının, ihtiyaçlarının ve beklentilerinin birbirinden farklı olduğunu hatırlattı. Bağdadi konuşmasında özellikle üreme sağlığı konusunun siyasi bir konu olduğunu ve seçimler yaklaşırken kadın temsilci sayısını arttırmanın önemli olduğunu ifade etti. İş yerlerinde kadınların kadınlarla, erkeklerin erkeklerle sosyalleşmesi yerine sistemi iki cins için de ideal olacak şekilde kurmamız gerektiğinin üzerinde durdu. Kadınların siyasete girmesindeki en önemli engelin sermaye olduğunu, kadın istihdamının büyük ölçüde arttırılması gerektiğini, meclisteki kadın sayısının %14’lerde, Belediye başkanları oranının %1’ lerde seyrederek dünya ortalamasına göre düşük sayılarda ilerlediğini vurguladı. İzmir’in de bir Kadın Dostu Kent olarak; toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin mekanlarla ilişkisi göz önünde tutulduğunda, ildeki yerel yönetimlerin ve mahalli, bölgesel destek çalışmalarının eşitsizlikle ilgili çözüm arayışlarında yol gösterici olacağına dikkat çekti.

Eski Menemen Seyrek Belediye Başkanı ve CHP İzmir 2. Bölge milletvekili adayı Nurgül Uçar “Yerel Yönetimlerde Kadının Yeri” konulu konuşmasında toplumun bütün alanlarında kadınların kadın olarak kabul görülmesine dair farkındalığın yaratılması için mücadele verdiklerini ifade etti. Türkiye’de hem yerel yönetimlerde hem merkezde kadın sayısının eksiliğine dikkat çeken Uçar, kendisinin bir kadın olarak haklarını kazanmak amacıyla sokaklarda mücadele ettiğini belirterek Türkiye’deki belediyelerin başındaki erkek ve kadın  yönetici sayılarını paylaştı. Bu sayıların arttırılması gerektiğini vurgulayan Uçar, şimdiye kadar yapılan 18 seçimde 31 bin erkek belediye başkanına karşılık 119 tane kadın belediye başkanı olduğunu, mevcut  1329 belediye arasından ise sadece 39 belediye başkanının kadın olduğunu belirterek temsiliyetler arasındaki büyük farkın ülkemizdeki toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile ilgili çok şey ifade ettiğini vurguladı.

Eşrefpaşa Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Melda Ongun Uçar, Eşrefpaşa Hastanesi’nin Türkiye’deki tek belediye hastanesi örneği olduğunu belirterek il,  ilçe ve köylerde uyguladıkları, aynı zamanda farkındalık ve bilinçlendirme amacı da taşıyan sağlık hizmetlerini anlattı. Belediyelerin doğrudan ya da dolaylı olarak sağlıkla ilgili hizmetler vererek toplumun sağlık düzeyini yükseltmekle yükümlü olduklarını, sağlık politikasını oluşturan bu anlayışın 5393 Sayılı Belediye Kanunu ile tespit edildiğini belirtti. Bu görev, yetki ve sorumluluklar içerisinde; sağlık merkezleri, hastaneler ve gezici sağlık üniteleri ile yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar, çocuklar ve gençlere yönelik toplum sağlığını koruyucu eğitim ve sağlık hizmetlerinin verilmekte olduğunu ifade etti. Belediye hastanesi olarak yaptıkları çalışmaların; kan bağışı, sağlıklı anne ve kadın eğitimi, gebeliğin planlanması, lohusalık ve emzirme dönemleri, aile planlaması, kadınlarda hijyen, kansere karşı koruyucu davranışlar geliştirilmesi, menopoz ile ilgili bilgi paylaşımları ve destek çalışmaları ile sağlık taramaları olarak örneklenebileceğini dile getirdi.

Çalıştayın devamında Bornova Belediyesi Sağlık Müdürlüğü’nden Dr. Nurcan Çakır, Karabağlar Belediyesi’nden Pelin Erda, Kemalpaşa Belediyesi’nden Sinan Kaya ve Kadın Dayanışma Derneği’nden Sevgi Binbir yerel yönetimlerde yapılan çalışmalara örnek olarak kendi yürüttükleri çalışmalardan örnekler verdiler.